14 Mayıs 2022 Cumartesi

Geleceğin Gölgesi

Sanırım artık anlatacak bir şey kalmadı. Döndüğümde, burada bir hayat kurmaya çalışacağımı eğer bunu başaramazsam gideceğimi söylemiştim.

Yıllardır yaşadığım şehirde, yıllardır yaşadığım için, yaşamaya devam ettim. Her gün aynı markete, her gün aynı bara gittim; her gün aynı sokaklarda yürüyüş yapıp tanıdıklara selam verdim belki aidiyet hissederim diye ama hissetmedim. Bir şeyler öğreneyim istedim: Yeni bir dil çalıştım, okudum, yazdım, yüksek lisans programları araştırdım. Güzel de başladım aslında ama devamını getiremedim. Sevdiğim insanlarla, sevdiğim bir yerde çok da keyif almadığım bir işi yaptım. Baktım olmuyor oradan ayrılıp kendi işimi yapmaya başladım. Eh o da oldu diyemem.


Bir zamanlar “Eğer bu olmayacaksa başlangıç cümlesi ‘“Keep, ancient lands, your storied pomp!” cries she with silent lips’ olan bir yazı yazıp gideceğim demiştim. O olmadı, ben de yazamadım. Defalarca kez ‘Yüzük Güneye Gidiyor’ bölümünü ya da “Yasak denizlere yelken açmaya ve vahşi topraklara çıkmaya bayılırım” satırlarını okudum. Sonra ışığımı söndürüp gün bitsin diye erkenden yatağa girdim. Uyandığımda duruşmaya yetişmem gerekiyordu.


Bir gün Gebze’de bir avukat ile tanışmıştım. Yıllar önce gitmiş, dönmüş ve meslekte yirmi beş yılı devirmiş bir avukat. Patavatsızlık yapıp “Neden döndünüz ?” diye sorduğumda, derin bir nefes alıp “Bazı sebeplerim vardı, yaptım bir hata” demişti bana. Yıllar önce, sigara odasında olduğu gibi o anda da bir şimşek çakmıştı ve bu senin yirmi beş yıl sonraki halin demiştim kendi kendime. Ama sanırım o kadar güçlü çakmamış olacak ki şimşek masama döndüğümde haritayı açmamıştım daha önce yaptığım gibi.


Velhasıl kelam, amin, döndüğümde, burada bir hayat kurmaya çalışacağımı eğer bunu başaramazsam gideceğimi söylemiştim. Görünen o ki ikisini de tam olarak başaramadım.


İstanbul, Türkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder